7 Mart 2015 Cumartesi

BİR SATIR

İncedir bileklerim benim. Çok güzel gün batımına, ayrılığa, hüzne kadeh kaldırırım. Bu kadehim aylardır pazar günü tatil olamayışımaydı. Pazar gününe, Kordon’da gün batımına güzel bir selam ederken birden düşüverdi elim. Dedim yenilgiye alışığız biz haydi bir daha. Bu sefer tamamdır. Aldı selamımı İzmir.

Elimi bırakır mı ağrı başladı bedenimle hem hâl olmaya. Sol tarafımı seviverdi birden. Kalbim orada mıydı? Belki de yerini hatırlattı bilemem.
Sevmedik hiç birbirimizi, göndermeye çalışırken bedenimden o yerleşiverdi her yere hemen.
 Kas ağrısı, sinir ağrısı, fıtık ağrısı, testler, doktorlar, tanımsız tanılar. Gitsin diye ne uğraştım ne tedaviler ne iğneler, karaciğerim yerinde midir hâlâ? İki ay boyunca gündüzleri barıştım, geceleri kıvrana kıvarana savaştım. Yürüdüm, pardon pardon adımlamaya çalıştım bir dostun kolunda yolları. Geçecek dedim, gidecek dedim. Kapıyı açmayı, araba kullanmayı, saçımı taramayı özledim, derken ve kabul etmezken bu hastalığı üç gün önce en büyük silahım olan kalemimi teslim edip yenildim.

Öğrencilere ders anlatırken yazım iyice bozulmaya başladı. Tahta kalemi birden düşüverdi. Yine kabul edemedim, aldım elime kalemi, yazdım anlaşılmayan bir şeyler tahtaya. Hızlı yazınca çok çirkindir benim yazım, diye de dalga geçtim kendimle. Seken ayağımı soranalara burktum dedim, gülümsedim.

En yakın arkadaşımın otuz günlük bebeğini kucağıma alamadım, taburesiz bir yerde oturamadım, yemeğimi bıçakla kesemedim, ayakkabımı kendim giyemedim yani iki aydır hayatımı idam ettiremedim. Yine kabulümdü bunlar aptal altı doktorun bulamadığı bu hastalığı belki bir yedincisi bulacaktı...  

Amaaa Tanrım kalemimden ne istedin? Dilimi lâl eyledin. En sevmediğim şeydir bir şeyleri direkt laptop da yazmak. Kağıt benim sesim, harfler sedâmdı.
 Kalemi attım. Daktilomu çıkardım. Sesimi ilk böyle duyuracaktım ne de aptalım, nasıl bassın o ağır tuşlara bu hissiz parmaklarım.  


Şimdi soruyorsundur, sen bunları neden yazdın? Şimdilik bilgisayardan yazabiliyorum ve hâlâ yazabiliyorum, olur da bir gün yazamazsam Tanrı’ya şükrederken kelimelerim için olur da bir gün küfredersem SEN de oku istedim...