14 Temmuz 2015 Salı

Ütopik Bir Vasiyet =)


Arka fonda, Eric Clapton, Layla çalıyor ben ise 24 yaşında geride kime ne bırakabilirim diye kalem kağıt ile konuşuyorum. Buna neden gerek duydum sorguluyorum. Hastalık mı yoksa bir amaçsızlık içinde can çekişip yakında öleceğimi, ruhumu öldüreceğimi bilmem mi bilemedim. Aslına bakarsanız iki buçuk ay önce kabataslak bir vasiyet yazmıştım =) Tabi bu vasiyet bir iki yıl içinde öleceğimi varsayarsak idi =) Şimdi ise daha uzun bir zamanı kapsayan bir şeyler yazıyorum. Belki dönem dönem değişir bilemiyorum.  

Bu arada siz vasiyet dediğime de bakmayın, amacım içimde kalanları arda bırakmak, yüreğimin yükünü paylaşacak gönüllü dostlar aramak.  

Bu hastalık daha da hassaslaştırdı beni. Sürekli bir veda, dilimde bir elvada dolaşır oldum. Zaman kavramımı sorgular, renklerimi siyaha boyar, kendi resmini çizerken fırçası kırılan bir ressama meyledip durdu ruhum. 

Neyse çok edebi olmasına gerek yok =) Bu bir vasiyettir=) 
Öncelikle tüm maddi eşyalarımı ihtiyacı olan insanlara verilmesini istiyorum. Kıyafetlerim yıkanmadan, kokum üstündeyken, anılarım leke yapmışsa kumaşlara dokunmayın öyle kalsın, öyle verin... 

Kendi evime çıkarsam diye şimdiden aldığım ve biriktirdiğim birkaç küçük eşyayı da ilk eve çıkan arkadaşıma verilmesini istiyorum. Tabii o da isterse =) Kitaplığıma ve kitaplarıma dokunulmamasını rica ediyorum. Okumak isteyen varsa gelip alabilir fakat lütfen tükenmez kalemle çizip, sayfaları kıvırmayın, olur da fark edersem uzun yol yapıp geri getirttirmeyin bana ruhumu =) 
 Pikabımı ayrı, plaklarımı ayrı insanlara vermeyin, zaten sekiz on tane plağım var, dinledikçe beni hatırlasın. Plak ve pikabı alana şimdiden notumu yazayım: Pink Floyd plağına çok para verdim aman diyeyim iyi bak:)  

Bir tane meşhur kalpli kolyem var, altı senedir takarım, onu da bana benzeyen yahut benzeyecek birine verilmesini istiyorum. Fotoğraf makinamı, gözü güzel olan birine verin.  

Veeee son olarak benim için en değerli olan şey, daktilom... Olur da o zamana kadar onun dövmesini yaptırabilirsem ne ala, yaptıramazsam benimle gömerseniz çok sevinirim =) Azaptan zaman kalırsa yazmak isterim =)  

Maddi dağılımı yaptığıma göre bir de manevi şeyleri paylaştırmak isterim.  
Arkamdan konuşan, gıybet eden, hasetle dili, yüreği kaynayan sevgili dostlarıma, kini ve şerri bırakıyorum.  

Güldüğüm, mutlu olduğun, sevdiğim tüm dostlarıma ise kocaman kahkahalar bırakıyorum. 
Çokkk güzel zamanlar geçirdim ve herhalde biraz daha geçiririm =) Buna sebep olan herkese ama herkese minnet ve teşekkürlerimi bırakıyorum. İyi ki ama iyi ki vardınız. 

Ve yine benim için en önemli manevi servetim, anılarımı, ahlarımı ve keşkelerimi ise sadece birine bırakıyorum. Yolumda çok yük oldu bana, ben çok kıymetini bildim, üstüne çok titredim, sayesinde de illet bir hastalığa tutuluverdim, umuyorum senin de geri kalan yaşamında, saçlarımdan dökülen her bir telle ayağına bağlanıp pranga olur. 

Ve son bir şey hala ama hala nefes alıyorken, kalbiniz atıyorken, susmayın. Sevgiyi, özlemeyi susmayın. Hissettiğiniz hiçbir şeyden korkmayın, hayatı ıskalamayın, deneyimleyin, yenilin ve en güzel siz yenilin ama vazgeçmeyin. Yarım kalmayın... 

Hadi ben gittim =)


4 yorum:

  1. Herşey bir başlangıçtır. Nefes alarak anlarsın bunu, alabildiğin sürece yeniden başlarsın hayata. Herşey bir sondur aynı zamanda. Her nefeste bir kez daha sonlanır bir şeyler, bir kez daha, bir kez daha...
    Sensindir hayata yön veren büyük ölçüde. Kararına göre yaşarsın; yaşatırsın çevreni, yüzlerce kilometre uzakta da olsa. Sen gülmelisin ki, kahkaha atsın ışık saçtıkların.
    Ve son olarak; unutma, sensindir aslında o önemli nokta. Bir adım sonran başlangıçtır, öncesi son. Herşey senin içindir bu hayatta: hastalık da, sağlık da.

    Ps: Amansız gücenik eşliğinde, bir şarapla okuyorum blogunu. Başka türlüsü zaten hakaret olur bunca emeğe, yazıya, birikmişliğe. İyi ki yazıyorsun, sadece bilmeni istedim.

    YanıtlaSil
  2. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim... Her şey bizim/benim için ama ben hiçbir şeyim... Hayat!!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tanışmadan, ölesiye tanıma duygusu vardır ya; işte O'sun sanırım sen. Hiçbir şey de, herşey de.
      Gönül isterdi gerçekten tanışmayı.... Hayat!!!

      Sil
    2. Zarif düşünceleriniz için teşekkür ederim...

      Sil