Uzun zamandır söylüyorum ya da yazıyorum;
uyandığımda telefonumda güzel bir mesaj ve kapımda bir demet nergis olsun diye.
Bu sabah ikisi de oldu. Olumlu düşünme eylemim, evreni harekete geçirdi
sanırım=) Hem de babamı hastanede bırakıp, hayatım boyunca hiç yalnız
kalmadığım evimde yalnız bir gece geçirirken ve yalnız bir güne uyanırken...
Düşüncenin ve evrenin büyüklüğü önünde bir kez daha eğildim.
İletişimim pek olmadığı ama gönülden gönlünü
sevdiğim bir arkadaşım hem de edebiyata ilgisinin olabileceğini düşünmediğim
bir arkadaşım sabah bana şu mesajı attı:
Merhaba
Dilşah nasılsın? Mesajımı ilk gördüğünde muhtemelen ne alaka diyebilirsin Geçenlerde ana sayfada gözüme senin kendi
bloğunda paylaştığın bir şey gözüme çarpmıştı. O an okumaya fırsatım olmadığı
için yer işaretlerine eklemiştim bloğunu.
Bu gece tekrar aklıma geldi işaretlediğim. Açıp bir yazını okudum. Sonra
bir tane daha ,bir tane daha.. Yazdıklarını sadece beğendim dersem çok az
kalacak. Yazdıkların özellikle bazıları çokk.. bendendi sanki. Bir minicik kız çocuğu'na ithafen' e
bayıldım. Bu şarkı benimde aklımın, kalbimin, yaşanmışlıklarımın kırılma noktası
olmuştu onlarca kez. Bunun dışında diğerleri de gerçekten çok güzel, çok özel.
Teşekkür etmek istedim sadece bu gece çok farklı kokulara, tatlara, zaman ve
yerlere gitmeme sebep oldun . Ne iyi etmişsin kalemini açmakla. Ellerine,
emeğine sağlık
Hiç bir yerinde bir değişiklik yapmadan ekliyorum.
Her sabah bulmak istediğim mesajlardan daha güzelini bana gönderdiği, tarifsiz
bu mutluluğu bana yaşattığı için ne
kadar teşekkür etsem az....
Daha sonra dört sene boyunca yine pek iletişimimin
olmadığı bir arkadaşımla uzun zamandır derin derin yazışıyor, içli içli
telefonda konuşuyorduk, nedense onunda içinde bulunduğum durumdan haberi yokken
bana gönderdiği mesajın bu denli güzel ve içten olması ki bunda da hiç bir
değişiklik yapmadan yayınlıyorum:
En
sevdiğinden.. Bu güzelliği kapına
bırakıp o çocuksu tebessümünü görmek iyi olurdu. Teknoloji yardımıma koştu Günlerin hep aydın ve bu nergisler gibi mis
kokulu olsun (Koca bir nergis fotoğrafıyla gönderilmiş bir mesaj)
Beni garip düşüncelere gark etti. Sevildiğimi, bir
şeyler başarabildiğimi ve en önemlisi insan olabildiğimi duyumsadım.
Duyumsattılar. Tüm zorlukların ve olumsuzlukların el ele tutuşup, karşıma
çıktığı bu zaman diliminde beni 'iyiye', 'güzele' hala inandırdıkları için,
gönül bağının soyut bir kavram olmaktan çıkarıp somutlaştırdıkları için, güzel
görüp, güzel söyledikleri için, hâlâ bu kadar iyi kalabildikleri için ama en
önemlisi, canım cayır cayır yanarken, yerim yurdum neresidir acaba? diye
sorarken, aklıma ve kalbime ses oldukları için teşekkür etmek istedim. Belki
bize ne sana bu yazılanlar ya da içinde bulunduğun durum diyebilirsiniz...
Haklısınız da size ne... Ama bir mesajın, bir iyiliğin bir insanın menderesler
çizen hayatında nasıl setler oluşturabildiğini size de anlatıp, bir kez de
böyle teşekkür etmek istedim...
Başkaları için içinizde barındırdığınız iyi şeyleri
söylemekten çekinmeyin, arayın, yazın sevdiklerinize, ön yargılarınızı soyunun
siz de, belki de bu dünya böyle böyle güzelleşir hepimize...